19. yy’ın ilk yarısına denk gelen bu dönem adını İngiliz kraliçesi Victoria’ dan alır. II. Elizabeth’ den sonra en uzun hüküm süren isimdir kraliçe Victoria. Bu dönemde büyük Britanya İmparatorluğu altın çağını yaşar. Tabi imparatorluğun zirveye ulaşması kraliçenin başarısı değil sanayi devrimi ve sömürgeciliğin getirdiği ekonomik güçtür. İngiltere kazandığı bu ekonomik güç sayesinde “Üzerine güneş batmayan imparatorluk” ünvanını alır.
Victoria dönemi halkın hiç sayıldığı, statünün daha çok önem kazandığı, üst ve alt sınıf arasındaki uçurumun daha çok derinleştiği bir dönemdir. Bu dönem zenginin daha çok zenginleştiği, yoksulun daha yoksul olduğu, adaletin zerresinin olmadığı haksızlıklarla dolu bir siyaset izlenir. Emperyalizmin zirve yaptığı burjuvazinin egemenliğinin arttığı bencil bir dönemdir.
Sömürgeciliğin ve sanayinin getirdiği ekonomi gücünden sadece kaymak tabaka faydalanır. Sanayinin gelişmesiyle halk ağır şartlar altında çalışırken işin kaymağı yine üst tabakaya düşer. Ekonominin adaletsiz bir düzen içinde olması haksızlıkları da beraberinde getirir. Çocuk işçilere de en çok bu dönemde rastlanır.
Bu dönem ahlak kuralları adı altında halka karşı sıkı bir disiplin ve baskıcı bir siyaset uygulanır. Kraliçenin uygulamaya koyduğu bu ahlak kuralları viktoryan ahlak kuralları olarak adlandırılır. Bu artan kurallar altında halk özellikle de çocuklar nefes alamaz duruma gelir.
İngiliz siyasetinin uyguladığı bu disiplin Lewis Carrolia’ ya –Alice Harikalar Diyarında- adındaki çocuk masalını yazdırır. Benimde çocukken çizgi filmini severek izlediğim masalda çocuklara masal anlatmaktan ziyade asıl vurgulanmak istenen İngiliz disiplini ve asillerini eleştirmektir.
Victoria döneminde ekonominin güçlenmesiyle insandan çok paraya verilen değer artar. Sanata düşmanlık beslenirken edebiyat eğlence aracı olarak kullanılır. Görünüşte ailevi değerlerine değer artarken asıl artan bu değerler arkasında gizlenen ikiyüzlülüktür.
Artan zenginlik gösteriş sevdasını da artırır. Gösteriş merakı da güzelliğin değerini artırır. Her şey de güzellik ön plana çıkar. Resimden mobilyaya her şey yaldızlanıp, işlenip nakışlanır. Cilasız ahşap, püskülsüz kumaş yoktur. Kumaşın hası kadifedir. Bu dönemin güzellik anlayışı ve Kraliçe Victoria’nın giydikleriyle modayı etkiler. Victoria’ nın aynı kumaştan farklı modeller diktirerek gençliğinde Avrupa’nın stil öncüsü olur.
Victoria döneminin kıyafet modasında öne çıkan detaylara gelirsek; Uzun süren moda olan kabarık etekler daralmaya başladığı görülür. Kabarık eteklerin önü düzleşir yan ve arka kısım kabartılarak hareketlendirilir. Etek uçlarına kadar inen kat kat drapeler, toplama etekler bu dönemde dahada tarz olur. Kat kat dantel, fiyonk, fırfır gibi detaylarla eteklerin zarafeti kat kat katlanır. Bu tarz elbiseler o dönemin kadınına ayrı bir asil duruş verir. (Bence de çok şık ve havalı bir kostüm.)
Elbise kolları kabartılarak kıyafetlerin havası artırılır. Dekole kısmı kalp formunu alır. Çemberli jüpon modası farklı tarza bürünür. Ön kısım düz çembersiz yan ve arka kısım kaplayacak şekilde çemberli jüponlar moda olur. Bu tarz Victoria stili olarak adlandırılır.
Victoria eşinin ölümüyle yasa girip inzivaya çekilmesi halkı da üzer. Victoria’nın yası da modayı etkiler. Bu yastan sonra siyah giyinmek moda olurken elbise formlarında da değişiklikler yapılır. Yakalar kapanır. Etek ve kollardaki kabarıklık düzleştirilir. Böylelikle artık kabarık modası tarihe karışır. Renklerde ise koyu tonlar tercih edilmeye başlanır. Modada ki bu değişiklikler Victoria sonrası dönem olarak adlandırılır.
Victoria’nın siyasete etkisi kendi olmasa da soyunun etkisi devam eder. Dokuz çocuğundan sekizi Avrupa hanedanlarından kişilerle evlenirler. Böylece Victoria’nın nesli Avrupa monarşi ailelerini oluşturarak dünya siyasetine yön verirler. Günümüzde de bu yönetim devam eder.