Renk renk ipliklerle ilmek ilmek, ince ince,  işlenen, söylenemeyenleri dile getiren, yüreklerdeki sevdayı çeşit çeşit motifleriyle anlatan nakış; Tarihten bugüne süslemenin ve süslenmenin başında gelir. Kızların çeyizinden, ev dekoruna ve giyime kadar her şeye aşk katan nakış bu yılın trendlerinde öne çıkıyor. Trikodan deriye, kürkten kota kadar nakışla bezenen her kumaştan modeller karşımıza pek sık çıkmakta. Bu sezon kazak, pantolon, elbise, etek, gömlek, ceket, ayakkabı, kap, kaban, mont, şal ve aksesuarlar nakış desenleriyle buluşuyor.

Günümüz nakışı ile geçmiş zaman nakışını kıyaslayıp aynı tutmak tabi ki mümkün değil. Marifetli ellerin bir zamanlar emek emek dokuduğu, hünerlerini sergilediği, her desende, her renkte, her ilmekte ayrı mana gizlediği nakışlar artık makinelerde sadece görsellik abidesi. Yinede her bir desen kendine özgü güzellikler barındırıyor. Duygudan yoksun el emeği olmasa da. 

2016- 2017 sezonunun rağbet gören nakış modasının sadece bu seneye özgü kalmayacağı her sezon karşımıza çıkacağı malumun beyanı. Bunu çok sevilmesinden anlıyoruz. Nakışlı parçalar bu sezon gardırobumuzdaki yerini alırken gelin nakışın mazisinde bir gezinti yapalım. Sevdanın dili olan nakışı iyice bir tanıyıp tanış olalım. 

Nakış iki parçayı eklemek için yapılan dikişi süslü yapma fikriyle ortaya çıkan bir sanattır. Zamanla insanların günlük ihtiyacını karşılayan eşyayı (giyecek, kap, kaçak ) bezemek arzusuyla yayılıp vazgeçilmez olmuştur. Yapılan araştırmalarda nakışın tarihinin yazıyla birlikte başladığı tahmin ediliyor. Anadolu’da yapılan kazılarda bulunan iğneler, neolitik çağdan beri Anadolu’da iğneyle yapılan işlerin olduğunu gösterir.

Geçmiş efsanelerde de anlatılanlardan nakışın varlığını görüyoruz. 

  • İlyada efsanesinde: “Odeyeseus kılık değiştirerek Lykomede’nin evine girer ve bohçasındaki işlemeleri gösterir”
  • Mitolojide ise: Musa peygamberlerin kutsal sandığının örtüsünün işlemeli olmasını istediği için Nuh peygamberin kızı Noeman’ın gergefi (nakış kasnağı) bulunduğu söylenir.

Mağara resimlerinden nakışın ilk olarak giysileri süslediği görülür. Babil-Asur-Pers uygarlıklarında elbiselerin el işiyle süslendiği duvar resimlerinden anlaşılıyor. Mısır uygarlığı çoğu yenilikte olduğu gibi nakışın da ilk ustalarını yetiştirir. 

8. yüzyılda Bizanslılar, kendileriyle aynı inancı paylaşmayan nakkaşları İkonalara taptıkları için dışlayıp hatta şiddet uygularlar. Bu sebeple nakkaşlar Bizans’tan kaçıp İtalya’ya sığınmak zorunda kalırlar. Nakışın İtalya da ilgi görmesiyle nakış sanatı Avrupa’da hızla yayılmaya başlar.

Orta çağa gelindiğinde İtalyan ve Hollandalı ünlü ressamlar çizdikleri birbirinden zarif nakış desenleriyle nakışı zenginleştirirler.

O dönemlerde inançlara ve din adamlarına değer verildiğinden kıyafetleri de önemsenir. Bu değer sebebiyle din adamlarının cübbelerini en güzel nakışlar süsler. İtalyanlar papaz cübbelerinin nakışlarına incilerde ekleyerek daha zengin bir görünüm kazandırırlar.

Soyluların da giyimlerinde gösterişli nakışları tercih etmeye başlamasıyla nakış değer kazanıp altın çağını yaşamaya başlar.

Sonraları halılar, kilimler özellikle duvar halılarında kullanılmaya başlanır. 70 metre uzunluğunda ki Bayeux duvar halısı el nakışıyla anlatılan olaylara güzel bir örnektir.

Japonlar ipek kumaş üzerine genellikle doğa motiflerini tercih ederken Çinliler nakışlarında parlak renkli iplikler kullanıp ejderha ve insan motiflerini işlerler. Desenlerin kenarlarını altın ipliklerle sırma denilen teknik ile belirgin hale getirirler.

Önceleri nakkaşları dışlasalar da zamanla Bizanslılarda nakışsız yapamaz. Sivil olsun, dinsel olsun tüm kumaşları at koşumlarına kadar her şeyi nakşetmeye başlarlar. Nakış Türklerde de kısa zamanda sevilip gelişerek yayılmaya devam eder.

İyi bir nakış yapmak en başta sevgi ister, emek ister, marifet, özveri ve dikkat ister.  Nakışın ilk ustaları Mısırlılardan çıksa da Türklerin ellerinde değer bulup gelişir. Orta Asya Türkleriyle başlayan nakış sevdası kadın giysilerini bezeten nakış işçiliği çadırlara, kilimlere, örtülere, at kolonlarına kadar sıçrar.

Eski zaman Türk kadını saygısından dolayı fazla konuşmaz. Yüreğinde biriktirdiğini dile getirmektense nakışa dökmeyi tercih eder. Renginde, deseninde, ilmeğinde ayrı bir mana saklanan nakış Türk kadının gönül dili olur.

Türk kadınının ipek ve kadife kumaşlara altın, gümüş simlerle çeşit çeşit desenleri, birbirine uyumlu renklerle yaptığı nakış sanatı Avrupalıların da beğenisini kazanır. Ticarette de rağbet görmesiyle nakış Türklerin gelir kaynağı olur. Özellikle Türk kilimleri Venediklilerin ticaretlerindeki en büyük kazanç olur.
Bazı desenlerde Çin etkisinin de görüldüğü Türk nakışın da önceleri hayvan motifleri kullanılır. Talas savaşından sonra Araplarla tanışan Türkler Müslüman olurlar. İslamın, canlı varlıkların resmini hoş görmemesi sebebiyle Türkler  desenlerinde doğaya yönelirler. Tabiatın güzelliğinden ve evrelerinden ilham alarak motiflerinde doğayı işlemeye başlarlar.

Türklerde her desenin ayrı bir dili, anlattığı farklı duygusu vardır.  Sonsuzluğun sembolü olarak adlandırılan hayat ağacı deseni bir kökten yukarı doğru uzanan dallar yaprak ve çiçeklerden oluşur. Mutlu ve kalabalık aileyi simgeler.

Bol çekirdekli karpuz, üzüm, nar gibi meyveler bereketi simgeler.  

İnsan hayatındaki önemini vurgulayan suyolu da bir diğer anlamlı desendir.

Kaynak:  Kirkitli Dokumalarda Basit Desen Çizimleri

Her kuşakta nakışlar kendini yenileyip marifetli ellerde gelişme gösterir. 13. yüzyıl Orta Asya’dan Türklerle beraber doğup Avrupa’yı da büyüleyen nakışın, günümüzde 15. yüzyıl örnekleri bulunur. Geçmişin nakış örnekleri bugün çeşitli müzelerde sergilenmekte. Başlıca nakış çeşitleri : Hesap işi – Kum iğnesi – Beyaz iş – Çin iğnesi – Fisto – Antika – Ajur – Zincir – Aplike – gibi daha bir çok çeşidi vardır.

Nakış en parlak dönemini 17. – 18. yüzyılda yaşar. 16. yüzyılda ipekçiliğin 19. yüzyıl sanayinin gelişmesi el işçiliğiyle değerlenen nakış sanatında gerilemeye neden olur. Kıyafetler nakıştan arınıp sadeleşir.

Uzun zamandır da nakış  bazı çevrelerde modernize edilerek sadece çeyizleri süslüyordu. Artık bu yılın defileleri gösteriyor ki nakış trendlere bir alternatif olup bizlerinde vazgeçilmezi olacak. Giyim tarzımızda kendine ayrı bir yer edinecek olan nakışlı parçaları kombinlemek için sizlere bir kaç tüyo vererek yazımızı bitirelim.  

  • Bu sezon nostaljik 90’lar modası modernize edilerek podyumlardan sokaklara taşındı. Gömlekle birlikte giyilen kazaklar, bomber ceketler nakış kadar moda. Bu parçalardan birini nakışlı seçerek iki trendi birleştirebilirsiniz.
  • Günü dışarıda bitireceğiniz zamanlarda nakışlı kaban, mont şıklığınızı tamamlamak için kurtarıcı parça olabilir.
  • Gömleğinizi işlemeli diğer parçalarınızı da işlemenizin renklerinden sade bir renk seçerek kombininizi bütünleyebilirsiniz.
  • Nakışlı elbiselerin sınırsız modelleri ile ofiste, sokakta, partide rahatlıkla giyip stilinizi taçlandırabilirsiniz.
  • Kış aylarının vazgeçilmezi kazakları nakışlı tercih ederek daha çekici gösterişli görünebilirsiniz.
  • Etnik veya çiçek desenlerle bezenmiş işlemeli jean, kot şort, ceket veya yeleği beyaz gömlekle kombinleyebilirsiniz.
  • İşlemeli deri ceket ve eteklerde havanıza güç katacaktır.
  • Bu yılın trendini yakalamak için illaki işlenmiş yeni bir kıyafet almanız gerekmiyor . Nakışlı yapışkan armaları, hayvan, harf, çiçek gibi nakışlı yamaları doğru parçalara ekleyerek modayı yakalayabilirsiniz. Her daim doğru parçalara yatırım yaparsanız modaya fazla para harcamış olmazsınız.

Yorum Yap


CAPTCHA Image
Reload Image