collage

Rönesans yeni başlangıçlar, yeni keşifler, yeni farkındalıklar, yeni icatlar kısacası yeniden var olmaktı. Sosyal hayattan sanata kadar her alanda yenilenmenin doğuşuydu Rönesans. İtalya’nın coğrafi konumu dolayısıyla İslam medeniyetleriyle yaşayan ülkelere yakın olması, İslamın insana verdiği değerin sosyal hayatta huzura tekabül etmesi ilmin ve bilimin gelişip ilerlemesi İtalyanları etkiler. Skolastik düşüncenin yani kiliseli rahiplerin baskısından, özgürlüklerin kısıtlanmasından bunalan İtalyanlar reforma soyunur ve Rönesansı başlatırlar.

DinnerParty

Böylece huzur için yenilik arayışının sesleri Floransa’dan Hümanizm olarak yükselir. Yani insanın merkeze çekilip değer kazanması. Burkhard’ın Rönesans insanın keşfedilmesidir.” dediği gibi. Rönesans’la insan gibi sanatın önemi de artmıştı. Sanatın insanların düşüncelerine tercüman olan eserler üretmesi sanatı ve sanatçıyı popüler kılar. Sanat değer kazanınca soyluların ilgisi artar. Sanat ve sanatkarı korumayı kendilerine bir görev bilen bu üst sınıfa Mesen adı verilir.

tumblr_lvj6llHNxL1r2tlh9

14-15.yy’da İtalya’dan başlayan yenilik hareketi tüm Avrupa’ya kısa zamanda yayılır 19.yy’la kadar yankıları sürer. Rönesans dengeyi simetriyi barındırır. Tüm yaşamı düşünceyi sil baştan yeniler. Avrupa ihtiyarlayan, eskiyen yüzünü Rönesans makyajıyla yenileyince insanları cezbetmeye kendine çekmeye başlar. Değişim sadece sosyal hayatla kalmaz edebiyattan sanata, mimariden  bilime ve giyime de yansır. Mısırlıların 30 yıl aynı tarz giyinmesini, Avrupalıların hep uzun yünden yapılmış giysiler giyindiği yılları geride bırakandı Rönesans.

Giyinmek ihtiyaçtan dolayı zorunlu başlasa da gün gelir statüyü belirler olur. Dini inancın insan hayatına girmesiyle şekillenir ve en son insanın güzelliğe olan tutkusuyla estetik görünüme teslim olur. İşte giyimin estetiğe olan teslimiyeti Rönesansla başlar. İnsanlar zevklerine göre seçimlerine estetik katıp giyimlerine yön vermeye başlayınca yeni stiller ortaya çıkar. Fransa’nın Burgonya’sıyla başlayan stil değişimleri kısa zamanda tüm Avrupayı sarar. Giyimdeki değişiklikler ilk İtalya’da başlasa da modanın kalbi Fransa’dan atar. Moda dergileriyle her ülkeye ulaşır.

collage

Rönesans gelişmelerinin baş rol oyuncusu tüccarlardı. XVI. Louis döneminde moda tüccarlığı yeni bir zenginlik yoluydu. Tüccarlar getirdikleri zenginlik ve yenilikleri yöneticilere sunar yöneticilerde seçimleriyle  modayı etkiler. Zengin tüccar ve soylular frapan, lüks ve zarif giyinirler hatta bazı krallar giyimleriyle modaya yön verir. Burgonya dükü Philip III takip edilen yöneticilerdendi. Avrupa Rönesansının prensi VIII. Henry birbirinden değerli taşlarla süslediği kıyafetleri adeta ihtişamın görseliydi. Prens kendi konumunu daha güçlü göstermek niyetiyle şatafatlı giyinse de gösterişçi tüketimin başlamasına sebep olur.

Rönesansın getirdiği deşiklikler ve gelişmeler modaya da çok çeşitlilik olarak yansıdı. İlk elbise kalıpları kullanılarak terzilik geliştirildi. Drapeli tek parçalı elbiseler gitti yerine keskin hatlı iki parçadan oluşan kıyafetler geldi. Fırfırlı yakalar, kısa dar yelekler, takma kollar, jüponlar, kolayla sertleştirilmiş üstler, çemberle kabartılmış geniş etekler, ince bel görüntüsü için beli sıkıca saran üstü daraltılmış elbiseler, yuvarlak ve ağırlıklı olarak kare dekolteler ve önü açık paltolar Rönesansın modaya getirdiği yeniliklerden bazıları.

collage

Yenilenen modeller kadife, brokar gibi en nadide kumaşlar kullanılarak üretilir. Kumaşlar saray halkı ve orta sınıfın ayırt edecek şekilde seçilmesine ve kıyafetlerle kimlik vurgusu yapılmasına özen gösterilen akımdı Rönesans.  Uzak doğu motifleriyle süslenmiş İtalyan kumaşlar, kadifeler, danteller samur ve vaşak kürkler, sırmalı ipekler detaylara eklenerek (göğüs, omuz, kollar ve incelik gerektiren işçilikte) kıyafetlerin ihtişamı asaleti artırıldı ve tabi soyluluk simgesi mücevher ve altından yapılan ağır gerdanlıkların yeri ayrıydı. Rönesans modasına damga vuran ise ince beldi.

collage

Rönesans döneminin zevki ince bel beğenisi uğruna işlevsel olamasa bile tüm rahatsızlığına rağmen korseler seviliyordu. Başta sağlık adına kullanıldı korseler. Kadınların ince vücutlarına destek, erkeklerin spor yaparken kasları koruması amacıyla tercih edildi. İnce görünmek sevilince dişiliğin simgesi oldu. Her kesimden kadının giydiği korseler gittikçe daraldı öyle ki o zamanın bel ölçüsü 30 – 35 düştü. Kadınlar kum saatine benzemeye başladı. Korse ne kadar sıkı bağlanırsa o kadar havalı ve soyluluk göstergesi idi. Birinin yardımı olmadan giyilemeyen, oturup kalkılamayan korseler buna rağmen Rönesansın tüm akımlarında yıllarca giyildi. Ta ki kadınlara eziyet vermeye başlaması, nefes almakta zorlanılması hatta bayılanların olması feministleri ve sağlığa önem verenlerin karşı çıkmasıyla uzun yıllar sonra terk edilmeye başlanır.

collage

Eldiven, yelpaze, şapkalar kıyafetlere asillik katan aksesuarlardı. Özellikle şapkalar Metal şeritler, rozetler, kancalı agraflar, renkli kuş tüyleri ile süslenirdi. Elizabet in pastoral (köy, çiftlik hayatına dair) sevgisi kıyafetlerin desenlerine hayvan ve bitki motifleri olarak yansır. Bu desenler nakışlarla elde ediliyordu. Yaka ve manşet etrafına siyah iş, iç çamaşırında beyaz iş kullanılır. Nakış İplikleri kıyafeti giyecek olanın soyluluğuna göre altın, gümüş, zümrüt, yakut olurdu. Topuklu ayakkabılarda bu yıllarda moda olur.

collage

Erkek modası ise kısa ceketler, bacakları saran külot pantolonlar, uzun dikey yırtmaçlar, tunik ve tuniğin üstüne keçe ile kaplanmış gömlek variler ve çoraplar erkeklerin tercihiydi. Erkeklerin genelde etekleri balon biçiminde doubleti giyidikleri görülür. Doubletin üstüne aşırı süslenmiş hem içeride hem dışardı giyilebilinen küçük kalkık yakası olan pelerinler eklenir.

collage

Gösterişli kıyafetler kadar beyaz tenli olmak da üst sınıf ayrıcalığı için önemliydi. Hatta şapkaların güneşten korunmak için moda olduğu kenarlarının her zaman biraz daha genişletilmesi beyaz ten sevdasındandı. Alt sınıfın çalışmaktan ciltlerinin kararması sebebiyle yoksullara benzemek istemeyen soylular beyazlamak için çeşitli bitkiler ve kimyasallarla ciltlerini ovarlar. Kimyasalların zararları fark edilse bile beyazlık tutkusundan bronz ten keşfedilene kadar vazgeçilmedi.

Sanayinin gelişmesiyle fabrika içerisinde çalışmaya başlayan halk güneşten uzaklaşınca beyazlamaya başlar. Her zaman alt sınıftan ayrıcalıklı olmak, farklı görünmek isteyen üst sınıf güneşin ve bronzluğun keyfini keşfeder ve tadını çıkarır. Böylece hem farklılığı bulmuş hemde yeni bir akım başlatılmış olur. -Rönesans gotik, barok, rokoko, victoria gibi akımlarını da barındırır içinde. Bu akımları da daha sonra ki yazılarımızda inceleyeceğiz.-

Yorum Yap


CAPTCHA Image
Reload Image