Cildin sağlıklı ve daha güzel görünmesinin gerekliliklerinden biri de gözeneklerinin sıkı olmasıdır. Gözenekleri sıkı bir cilt daha genç ve diri görünür. Cilt yağlandıkça ve yıllar yüze eklendikçe gözenekler açılır. Açılan gözenekler genelde siyah noktalarla dolar. Bu da cildin güzelliğine gölge düşürür. Cildin yağ dengesini koruyarak ve gözeneklerin sıkılaşmasına yardımcı olarak bu gölgeden kurtulabiliriz. Cildin sıkılaşması demek kırışıklığın azalıp yok olması demektir. Bu konuda size yardımcı olacak iki tonik tavsiyesinde bulunacağım.
Yaz her ne kadar göz kırpıp kaçsa da trendleri vitrindeki yerlerini çoktan aldı. Yazın coşkusu çiçeği böceği sarmışken bu coşkuyu birazda dolabımızda yaz modasına yer açarak kıyafetlerimize de hissettirelim. Alışverişlerimizde yaz modasını yakalamak için dünya trendlerine ve bu trendleri tesettürle nasıl birleştirebiliriz bir göz atalım. Tesettür markaları kendi stiline göre yaz modasını sunarken bizde dünya trendlerini koleksiyonlarına ne kadar yansıtmışlar inceleyelim.
KUMAŞLAR: Denim, Süet, Şifon, Mesh olarak karşımıza çıkarlar.
- Denim, hem rahatlığı hemde renk ve modellerle çoğunlukla kolay uyum sağlamasıyla kombini pratik olmasından moda olsun olmasın genelde kullanılır.
- Süet, yazın sıcak dolayısıyla kıyafetlerde çok tercih edilmese de yelek, ayakkabı, çantaya ayrı bir şıklık katıyor.
- Şifon içi gösterdiğinden Mesh ise delikli olduğundan tesettürde pek yer almasa da bazı elbise, yelek ve tunikler de detay olarak kullanıldığında kıyafete başka bir hava katıyor.
Kıyafetlerimizin şıklığını tamamlayan olmazsa olmazı olan gardıroplarımızda ki en çok yeri ona ayırdığımız ayakkabılar…
Kadınlar için ayakkabı vazgeçilmez bir aşktır, dense de bence aşkı ayağa düşürmeyelim. Tabi ki vazgeçilemez bir tutku olduğu yadsınamaz bir gerçek. Her ne kadar Bişri Hafi zamanında yaşasaydım da yalın ayak gezseydim desem de ayakkabılara bende kayıtsız kalamıyorum. Bu kadar çok rağbet gösterdiğimiz şıklığımızın bir parçası olan ayakkabıların birazda zaman tünelinde gezelim.
Evet, moda denince hemen hemen hepimizin aklına ilk önce kadın modası gelir. Ev eşyasından, dekorundan, mimarisinden, arabasından, yiyeceğinden hatta gezilecek yerlere kadar her alanda görülen moda da ilk akla neden kadın modası gelir diye hiç düşündünüz mü?
Modanın oluşumuna baktığımızda yenilik, farklılık ve güzelliği barındırdığını görürüz. Bu unsurların kadın ruhunda da var olması moda ile kadınını bütünleştiriyor. Öyle ya güzellik kadınla var olmuştur. Kadını güzellikten ayrı düşünmek yaratılışa zıt düşer.
Günümüzde her alanda varolan modanın başlangıcı giyim ile olmuştur. Giyimin temeli de insanın örtünme ihtiyacıyla ortaya çıkar. Bir rivayete göre Hz. Havva validemizin utandığını torunu Hz. İdris (a.s.)’ın söylemesi üzerine İdris (a.s.) ilk kumaşı örüp ilk kıyafeti diker tarihe de ilk terzi olarak geçer. İnsanların giyinikken kendilerini daha güvende hissetmeleri giyimi hızla yaygınlaştırır.
Bir zamanlar batılı kadınların vazgeçemedikleri zarafetin göstergesi olarak kullandıkları aksesuar şapkalardı. Diğer bir deyişle zarafetin adıydı şapka…
Şapkanın tarihine baktığımızda giyimde olduğu gibi ilk başlarda korunmak için kulllanıldığı görülür. Daha sonraları özellikle Mısır’da başlayan statüyü belirlemek için kullanılmaya başlanır. Statü derecesine göre modelde değişirdi. Yunanistan’da yoksullar, Roma’da ise zenginler şapka takardı. Yoksulların şapka takması Roma’da yasaklanır. Her milletin kültürüne göre başlığı da çeşitlilik kazanır. Avrupa’da başlık şapka şeklini alınca daha da sevilir.
Bazen hayalini kurduğun dünya sana uzak gelir. Oysa küçük bir kıpırdama yetecek hayalini gercekleştirmeye. Lakin o ilk adımı atacak ne cesaret, ne umut, nede enerjiyi bulamazsın kendinde. Tam bu dönemde bir şey çıkar karşına hiç ummadığın bir gelişme olur ve hayaline giden yol açılır. Işte benim yazma hayalimin serüveninin başlangıcıda tam böyle oldu. İnternette şans eseri rastladığım “Geleceğin Moda Yazarlarını Arıyoruz” haberi benim kalemime yazma kapısını araladı. Kapıyı tamamen açmaksa kalemimden dökülecek kelimelerin maharetine bağlı.
Yazar dünyasına giden ilk adım için Blogger Akademinin kapısını çaldım.
Büyük bir heyecan ve merakla gittiğim Modanisa Blogger Akademi eğitimde umduğumdan fazlasını buldum. Bizlere Blog açabilmeyi ve Blogger olmanın inceliklerini öğreten değerli Salih Çaktı ve Sedat Deniz hocamızın bıkmadan, sıkılmadan zor anlayan bizlere sabırla verdikleri eğitim için minnettarım. Eğitim boyunca bir çok söyleşi gerçekleştirildi. Gelen herkese bizlere sundukları katkıdan dolayı teşekkür ederim. Söyleşi için gelen bazı isimlere özellikle teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Başta @TEAkolik hocamıza, engin tecrübelerini bizimle paylaşarak bize yürüyeceğimiz yolda ışık olacak bilgiler sunan, bizlere blogun önemini ne kadar etkili olduğunu blogger olmanın aslında çok da zor olmadığını öğreten değerli hocamız Hamza Şamlıoğlu‘na çok teşekkür ederim.
Kadının en güzel giysisi şüphesiz cildidir. Bunun bilincinde olan her kadın cildini korumak için her türlü özeni gösterir. Cildin güzelliği sağlıktan, sağlık ise doğru beslenmeden geçer. Beslenme önemli olduğu kadar dışarıdan da cildimizin bakımına dikkat etmek gerekir. Salon bakımları dışında evde bitkilerle güvenle yapacağımız peeling, tonik, maskelerle cildimizin sağlığını korumaya yardımcı olabiliriz.
Geçen zaman, güneş ışınları, stres veya hastalıklar cildimizi güzelliğini tehdit edip yoruyor. Yılların ve yorgunlukların cildimizi deforme etmesini belki engel olamayız ama azaltmak ve geciktirmek bizim elimizde.
Bunun için cildimize daha çok zaman ayırmalı daha çok ilgi göstermeliyiz. Deyim yerindeyse biraz şımartmalıyız.
Cahil kimdir, kime denir? Kime göre neye göre cahildir kişi? Bilmeyen midir cahil? Peki ne kadar bilirse kişi cahillikten kurtulur? Her şeyi bilmek mümkün müdür? Her şeyi öğrenmek gerekli midir? Herkesin her şeyi öğrenmesi, bilmesi şart mıdır? Ya okumayı sevmiyorsa kişi, sevmek zorunda mı yoksa?
1980 Erzurum doğumluyum. Sekiz kardeşin en büyüğüyüm. Ilkokul sonrası beş yıl kuran kursunda okudum.
Ismek kurslarında -Moda Tasarım, Sitilist, Modalist, Tirikotaj ve Güzellik uzmanlığı eğitimi aldım. Estetisyen olarak yıllarca çalıştım.
Bir taraftanda dışardan okulları mı bitirdim. Istanbul Universitesi Auzef Fakültesinin Tarih Bölümünü tamamladım.
Okuyup öğrenmeye meraklı biri olarak kazandığım bilgiler ışığında yazmaya meylettim. Bu arzuma yol gösteren Blogger Akademi eğitimine özellikle teşekkürlerimi sunuyorum.
Okumak kadar yazmakta keyifli. Keyifle okuyacağınız yazılar yazmak temennisiyle.
Sakince yürüyordu Diyarbakır sokaklarında. Bilboardlara gözü ilişti. Tanıdıktı bu resim. Şaşırmıştı. Bir yarışma hevesi gelip geçer sanıyordu. Yanılmıştı. Başarmıştı sevdiğim dediği -güya- hayallerine ulaşmıştı. Tüm aşiret karşı çıksa da yenilmemişti. Uzun uzun baktı bilboardlara. Baktıkça da öfkesi daha da kabardı. Hayır, hayır olamazdı şarkıcı. Onun sözünden çıkamazdı. Ama yapmıştı. İşte konser reklamları her yerde. Buna izin veremezdi. Ondan daha fazla kazanamazdı. İlgi göremezdi. Kıskançlık mıydı adı? Hayır, eziklikti. Ezilmişti güzel gözlerin mutluluğu karşısında. Bu başarıyı kendine yediremedi. Önünü arkasını düşünmedi bile. Karar vermişti. Öldürecekti.